'Gerçek' nedir?
Google'dan arama yapıp ekrana gelen seçeneklerden en çok hoşumuza giden işe yarar 'açıklamaya' gerçek denir. Mefhumu muhalifinden bakılacak olursa, hoşlaşmadığımız yani işimize gelmeyen herşey gerçek dışıdır. Muhtemelen işlevsizdir de, fayda üretmez yani. Haklısınız! Yalandır tabiiki...
Peki bu durumda, bunca insan ortak bir gerçeğe nasıl karar verebilir, mümkün mü?
O da mümkün. En güçlü kimse, onun en çok hoşuna giden, kategorik olarak daha zayıfların da gerçeğidir. Zayıfların hoşuna giden açıklamalar ise hepten saçmadır. Yalan bile diyemeyiz. Çünkü yalanın bir işlevselliği mevcuttur. Güç üretimine katkı sağlayabilir. Sağladığı taktirde, kendi sağlamasını da yapmış olarak 'gerçek' hükmü kazanır. Ama saçma öyle mi? Değil tabii.
Saçmayı kimseye satamayız. Alıcısı olmaz. Yalan ve gerçek öyle değildir. İşlevseldir. Güce tahvil edilebilir. Güce tahvil edilemeyince saçma olur.
İşte insanların hep karıştırdığı mesele gerçek, yalan ve saçma arasındaki bağıntı ya da bağıntısızlıktır. Bazıları çok kafa yorsa da, saçmalamaktan öteye geçemez. Oysa hayatın gerçek referanslarını izlese hiç kafası acımadan doğru yolu kolayca bulabilir.
Kendimizden daha güçlü insanlara bakıp, onların saçma bulduğumuz önermelerine tutunup, bu mümtaz şahsiyetleri onaylarsak; aslında saçma olanın bu yüksek şahsiyetlerin önermeleri olmayıp bizatihi kendimizinkiler olduğu gerçeğiyle yüzleşiveririz.
Çevremizde kendimizden daha güçlü kimse yoksa rahat olabiliriz. Demekki gerçek biziz.
İşte bu kadar kolay. Bu günlük bu kadar gerçek yeter. Bir daha yazmayacaktım ama yazsan olmuyor, yazmasan olmaz...
Yazmak tehlikeli bir eylem. Yazmamak, yazamamak ıstıraplı. Gerçekten...